Saadet Partisi Genel Başkanı Temel Karamollaoğlu, “Samsun’dan İskenderun’a bir çizgi verin, doğu tarafı göç veriyor. Son iki buçuk üç senede buradan batıya giden insanın sayısı 2,5-3 milyon insan. Geriye kalanlara soruyorlar, yüzde yetmişi iş bulduğum zaman ben de göçerim, diyor. Bu topraklar boşalıyor. Biz bu toprakları nasıl boşaltırız? Bu topraklarda İsrail’in de başkalarının da gözü var” dedi.Saadet Partisi Genel Başkanı Temel Karamollaoğlu, Safranbolu Hilton Otel’de Sivil Toplum Kuruluşlarına yönelik olarak düzenlenen “Türkiye’nin Meseleleri ve Çözüm Yolları” konferansında kendisinin ve partisinin görüşlerini anlattı.Konferansa, işadamları, sivil toplum kuruluşlarının temsilcileri, il merkezi ve ilçelerden parti yöneticileri katıldı.Saadet Partisi Karabük İl Başkanı Muhsin Çebi, selamlama konuşmasında, bütün partilerin olduğu gibi Saadet Partisi’nin de kendi perspektiflerinden çözüm yolları olduğunu ve düzenlenen konferans ile bunları partiyle birebir birlikteliği olmayan kesimlerle de paylaşmayı hedeflediklerini söyledi. Konferansta, Saadet Partisi Lideri Karamollaoğlu’nun özgeçmişini anlatan sinevizyon gösterisi gerçekleştirildi.“YATIRIM YAPMIŞLARSA SEN DE YAP!”Saadet Partisi Genel Başkanı Temel Karamollaoğlu, bir buçuk saate yakın süren sunumunda, Karabük’ün kendisi için her zaman önemli bir şehir olduğunu, Kardemir’in cumhuriyetin kuruluşundan itibaren sanayinin temelini oluşturduğunu söyledi.Zonguldak’ta çıkarılan kömürün bir zamanlar beş altı milyon ton olan üretimin bugün bir milyon tona gerilediğini, bu çerçevede sektörde istihdamın da azaldığını anlatan Karamollaoğlu, şöyle konuştu:Taşkömürü zor bir maden, çevreyi de yerine göre kirlettiği söyleniyor ama siz bunu kullanmadığınız zaman bu söylem de suni kalıyor. Yer altında yüzlerce metre derinlikte çalışıyor insanlarımız. Bu madenin yeterince işletilebilmesi için teknolojinin gelişmesi lazım. İnsan canının emniyete alınabilmesi için teknolojiye ihtiyaç var. Maliyetlerin azaltılabilmesi için yine teknolojiye ihtiyacımız var. Ama hiç değilse bugün çalışan insanların, düşük seviyelere inmiş istihdamın üç beş, on misli arttırılması mümkün. “BATI DÜNYAYA BARIŞ GETİREMEZ”Karamollaoğlu, 1897 Basel Konferansı, Sykes Picot Anlaşması, Yalta Konferansı, 1967 İsrail-Arap savaşı, Sovyetler Birliği’nin Dağılışı ve 11 Eylül 2001 İkiz Kulelere Saldırı olayları ekseninde, dünyada bugün ülkelerin nasıl gruplaştığına ilişkin görüşlerini dile getirirken, “Bu süreci anlamadan, bugünün dünyasını anlamak mümkün değildir” dedi.Dünyanın gelişmiş, emperyalist batı ülkeleri, eski komünist blok ülkeleri, İslam ülkeleri ve geride kalmış ülkeler olmak üzere dört ayrı gruba bölündüğünü anlatan Karamollaoğlu, “Bu çerçevede bir numaralı konumuz iç barışa önem vermektir. Türkiye’yi güçlendirerek kalkındırmayı planlıyoruz. Ekonominin büyümesi kendi başına bir anlam ifade etmez. Obezite diye bir hastalık var. İnsanlar şişmanlıktan yürüyemiyor. Ekonomi de böyle büyüyorsa hantal bir ekonomi, tüketime dayalı ama Türkiye’yi güçlendirmemiş bir ekonomidir. Biz Türkiye’yi güçlendirerek kalkındırmak istiyoruz” dedi.Dış politikada kabul edilen bir şey vardır. Her ülke kendi menfaatini düşünür. Batının kendi menfaati söz konusu olduğunda başka memleketlerin menfaatlerini çiğnemekten geri durmadığını, zorbalık ve sömürü yaptığını ifade eden Karamollaoğlu, “Biz bunu yapamayız. Bizim menfaatimiz diğer ülkelerin menfaatiyle sınırda olacak. Ne ben onlarınkini ihlal edeceğim, ne onlar başkasınınkini ihlal edecek. Dünyaya barış böyle gelir. Batı alemi bu yüzden dünyaya barış getiremez. Bencildir, haristir, acımasızdır, bunu yaşayarak gördük, şu anda da yaşıyoruz” diye konuştu.“DELİLERE İHTİYACIMIZ VAR”Tüm dünyada sanayinin gelişmesine rağmen niye Türkiye’de gelişmediğini sorgulayan Karamollaoğlu, “Neye ihtiyacımız var? Bizim aklı başında, titiz davranan, iyi düşündüğünü zanneden insanlara değil, bizim delilere ihtiyacımız var. Azıcık deli olacak. Ben varım diyecek. O zaman dağlar delinir bundan emin olun. Her ülkede bunlar vardır. Mesele bunları açığa çıkarmaktadır. Yeni teknoloji başka türlü gelişmez, klasik düşünce içinde siz teknolojik düşünceyi geliştiremezsiniz. Birisi çıkacak, bu böyle olmaz, tam tersi şöyle yaparsanız bu işler düzelir, diyecek. O zaman o işlerin düzeldiğini göreceksiniz. O zaman fiyatların düştüğünü, kalitenin yükseldiğini, üretimin arttığını göreceksiniz. Bu azıcık deli dolu olan müteşebbis insanı getiriyor. Devletin kapılarını bu insanlara açmamız gerekiyor” ifadelerini kullandı.“HATTI MÜDAFAA YOKTUR…”Türkiye’nin coğrafi olarak doğusunda bulunan yarısının, batıda bulunan yarısına göç ettiğini anlatan Karamollaoğlu şöyle dedi: “Samsun’dan İskenderun’a bir çizgi verin, doğu tarafı göç veriyor. Son iki buçuk üç senede buradan batıya giden insanın sayısı 2,5-3 milyon insan. Geriye kalanlara soruyorlar, yüzde yetmişi iş bulduğum zaman ben de göçerim, diyor. Bu topraklar boşalıyor. Biz bu toprakları nasıl boşaltırız? Bu topraklarda İsrail’in de başkalarının da gözü var ya. Toprağı o toprağın üstünde yaşayan, orada geçimini sağlayan insanlar korur. Sakarya Muharebesinde milletin morali bozulduğunda Mustafa Kemal’in meşhur bir sözü var. ‘Hattı müdafaa değil, sathı müdafaa esastır, o satıh bütün vatandır.’ Bu çok önemli bir kaide. Biz bunu ihmal edemeyiz. İç göçün durması, geri dönmesi lazım.”SP’NİN ÇÖZÜM ÖNERİLERİPartisinin çözüm önerilerini de anlatan Karamollaoğlu şunları kaydetti: “Toplumsal huzur ve barış ortamı olmadan hiçbir şeyi çözemezsiniz. İnsanlar birbirinin hasmıymış gibi davranırken ülke kalkınmaz. Önce barış ortamı sağlanacak. Sonra etkiden kurtulmuş bir adalet sistemi tesis edilecek. Sonra üreten etkin bir teşvik politikası getirilmeli mutlaka. Bu olmadan sanayi kalkınamaz tarım kalkınamaz. Ahlak ve maneviyat en önde giden bayrağımız olacak. Vatanını milletini seveceksin, hangi konuda çalışıyorsan işinin ehli olacaksın. Şahsiyetli bir dış politika izleyeceksin. Tüketim ekonomisinden üretim ekonomisine geçilecek. Tarım ve hayvancılık bir numaralı meselemiz olacak, çünkü en kısa sürede koyduğunuzu geri alabileceğiniz sektör burasıdır. Sanayide devlet katkısı ve özel sektör desteği olacak. Ar-ge ve inovasyonda nal topluyoruz. Kendi milli gelirinin yüzde iki buçuk, üçünden azını Argeye ayıran ülkeler gelişemez, başka ülkelerin uydusu haline gelirler. Bugün bizim Arge’ye doksan yüz milyar ayırmamız gerekirdi, bir milyarı zor ayırıyoruz. Birdenbire yüz milyar ayıramazsınız belki ama on onbeş milyar başlangıçta ayırmak gerekir."Baskı ve tahakküm değil, insan hakları ve demokrasiye itibar ettiklerini belirten Karamollaoğlu, dış politikalarını bu çerçevede ele alacaklarını dile getirdi. Karamollaoğlu, konferansın ardından izleyicilerle hatıra fotoğrafları çektirdi.
Genel
24 Şubat 2018 - 00:02
Güncelleme: 24 Şubat 2018 - 01:42
SP Genel Başkanı Karamollaoğlu Karabük'te konuştu
Genel
24 Şubat 2018 - 00:02
Güncelleme: 24 Şubat 2018 - 01:42