Karabük Belediye Başkanı Rafet Vergili, BRTV ekranlarında Zafer Acar ile Gündem programının canlı yayın konuğu oldu. Başkan Vergili, BRTV ekranlarında yeni dönem projelerini hakkında bilgiler verdi.Karabük Belediye Başkanı Rafet Vergili canlı yayında yaptığı konuşmasında, “Biz 2009 senesinde göreve geldiğimiz zaman maaşlarını ödeyemeyen, elektrikleri kesilmiş, hacizler gelmiş bir belediye var idi. Öyle finans programı yaptık ki 45 gün sonra Karabük Belediyesi bir daha para diye bir şey konuşmadı.Mezbaha, Hal, Kütüphane, Dolmuş Durakları ve kimsenin çivi çakamayacağı bir Kent Meydan gerçekleştirilmiştir. Mevcut terminalimizin oraya üst geçit yapılmıştır. 117 tane park yapılmıştır. Safranbolu- Karabük Çelik Köprü ile birleştirilmiştir. Asansörler yapılmıştır, Yürüyen Merdivenler yapılmıştır. Alt yapıya çok önemli çalışmalar yapılmıştır. Kilometrelerce su borusu ve ana borular değişmiştir. 7 tane büyük mahallenin su tesisatı komple değişmiş, 28 tane depomuz membran kaplanmış ve depolardaki su kayıpları önlenmiştir ki tabi bunlardan vatandaşın haberi olmaz. Karabük'te kesintisiz su arzu sağlanmış, Karabüklülerin refahı ile ilgili her türlü çalışma yapılmış, 4 yıl içerisinde yüzde 98 doğalgaz dağıtılmış ve Bulvarlar yapmışız. Eğer Dökecek Deresini ıslah edip o bulvarı yapmasaydık şuanda 200 Evler ve hastanede trafik probleminin içinden kimse çıkamazdı. Şuana kadar yaptığımız projeler 500 bin ölçekli bir şehrin yapabileceklerinin kat kat üstündedir. Yine dar gelirli vatandaşlarımız için TOKİ Konutları yapmışızdır, Emekli Konutları yapılırken arazi teminini belediyemiz yapmıştır. Mümkün olduğu kadar Soğuksu Mahallemizde vatandaşlarımızı mağdur etmeden TOKİ Konutları yapılmıştır. Kabul ederler, etmezler Battı Çıktı yapmışızdır. Ankara'da, İstanbul'da her yağmurda Battı Çıktıda bir felaket olduğu halde bizim sadece bir sefer problemiz olmuştur. Oda trafo değiştirip kablo uçları yanlış bağlandığı için olmuştur. Bende o gün neden bu olay oldu diye merakımdan gitmiştim oraya. Bunu da 10 yıldan bu yana politik malzeme yapıyorlar, yapsınlar. Yine biz Ticaret Merkezleri yaptık. Yüzüncü Yıl'a büyük mülkler kazandırdık. Spor Vadisi gibi çok büyük bir projeye başladık. Benim gece gündüz düşüncem Karabük ve Karabüklüler. Karabük'te binlerce fıstık ağacı dikildi. İlerideki kuşaklar hep bunları görecek, bunları kim dikti diyecek. Benim bütün Karabüklülerden ricam vardır oda hiçbir yere benim ismimin verilmemesidir. Çünkü ben Karabük'ün her yerinde varım. Vasiyet olarak bütün Karabüklülere söyleyeyim. Eğer kanun müsaitse bunu meclis kararı olarak dahi aldırabilirim.Biz Karabükümüze bir format verdik. Yalnızca 20 kilometreye yakın istinat duvarı çekmişiz. Kilometrelerce kaldırım yapmışız. Eksikliklerimiz var tabi. Mesela Kayabaşı Mahallemizin alt tarafında bu eksiklik bir hayli hissediliyor. Para ile alacağız yine yapacağız bunları. Nerede eksiklik varsa çare olacağız.2019 Mart seçimlerindeki hedefimiz şu. Allah tekrardan seçim kazanmayı bize nasip ederse Karabük'ün 50 yılını inşa edeceğiz. Bu görev için biz yola çıktık. Eksiklerimiz yok demiyorum.Eğer bize Devlet Su İşleri izin verirse Araç Çayının yapılması için biz hazırız. Araç Çayının yapılamamasının sebebi biz o gün için iznimizi almıştık sonradan Devlet Su İşleri hesabını, kitabını yaptı, korktu "bizim iki tane sel taşkını barajımız var, bizim yeni yapacağımız barajı bekleyin" dedi. Bizde beklemeye geçtik. İnşallah o Sel Taşkın Projeleri de 1-2 yıla kadar biter ve bizde o projemizi gerçekleştirmiş oluruz.Battı Çıktı'yı biliyorsunuz yıllarca siyaset burayı yaptıramadı. Hem Karayolları, hem Demir Yolları hem de Devlet Su işleri ile bu koordinasyonu sağlamak kolay değildi. Bizim yapmış olduğumuz fiyatların 3 veya 4 misline kimse yapmazdı. O bütçeler ile kimse programa bunu almazdı. Biz beklemeden gerekli izinleri aldık. O tarihte iyi hatırlarsınız iktidar partisi bize "Rafet Vergili hayal görüyor, gökten yıldızları indiriyor, böyle bir projenin yapılması mümkün değil" diyorlardı. Şimdi yine burada 3 tane alt geçit yapılacak, 3 tane üst geçit yapılacak. Eğer devlete yaptırabileceğimiz bir şey varsa devlet yapar ama devlet bunu yapamadığı zaman bunların hepsini programa biz alırız. Devletten bir talep varsa her şeyi yapmak ister ama burası kocaman bir Türkiye. Sen her şeyi devletten bekleyip "senin bunu yapman gerekirdi" diye devlet ile kavgan olamaz. Devlet zaten yetişebilse seni buradan mahrum bırakmaz. Ama yetişemezse sen imkanlar kullanabiliyorsan devlete "ben bu projenin bu kadarını yapabiliyorum bize şöyle bir destek verebilir misiniz?" dersin. Biz bu projeleri bu güne kadar böyle yaptık. Bugüne kadar şükürler olsun ki devletin hiç bir kademesinde belediye ile ilgili en ufak bir problem yaşamadık. Dediğim gibi devlet bu projenin yapabildiğini yapacak, yapamadığı da benim taahhütümdür, benim sözümdür. İnşallah biz bunları hiç bir problemimiz olmadan tamamlayacağız.Birileri ortaya 300 trilyonluk proje koyuyor. Biz imalatın ne olduğunu bilmiyor değiliz. Örnek olarak söyleyeyim Yeni Mahalle, Atatürk Mahallesi, Namık Kemal Mahallesi, Kartaltepe, Yenişehir, Yeşil Mahalle, Kurtuluş Mahallesi ve Kapullu Mahallesinin su tesisatı, 10 kilometrelik isale hattı ve asbest borularının değişiminin o günkü maliyeti 30 milyar lira idi. Buranın tüm maliyetini biz 6,5 milyon liraya bitirdik. Bu bir iş bilgisidir, bu bir programdır. Yalnız ana boruların döşenmesi için bizden istenilen para 4,5 milyon liraydı. Biz burayı 350 bin liraya mal ettik. Bu işler bizim işimiz. Biz bize gelen her projeyi değerlendirmesini yapmadan, hesabını yapmadan ortaya çıkmayız. O günkü tarihte borç batağındaki belediye bu Battı Çıktıyı 2 yıl içerisinde nasıl yaptı? bu bir program işi. Battı Çıktının o günkü maliyeti aşağı yukarı 8 - 9 milyon gibi bir bedel.Göstermiş olduğumuz animasyonlardaki noktaların hepsi tespit edilmiş, planlaması yapılmış ve öyle animasyonu yapılmıştır. İlk projelerimde öyleydi. Bunların hepsini genç kentsel dönüşümcü mimar arkadaşlar çalıştı. Biz oturup hızlı bir şekilde projeleri yetiştirip yola çıkmadık. Karabük'ün 50 yılını inşa edeceğimiz bu projelerin çalışması belki 1 yıl önce başladı.Şehir Parkının sözünü verdik inşallah 30 Mart akşamı yüzde 90 tamamlanmış şekilde orada çay içeceğiz. Şehir Parkı içerisinde aynen bir botanik bahçesi gibi. Daha da içerisine 1500 ye yakın bitki örtüsü ile donatılacak. İçerisinde yürüyüş yolları, oturma yereri, şelaleler olacak. Karabüklü bir daha bizim yerimiz vardı, yoktu demeyecek.Biz gençlerimiz ile ilgili Spor Vadisini tamamlıyoruz, Şehir Parkını hepimiz kullanabiliriz ve Bilim ve Teknoloji Merkezini yapıyoruz. Gençler buraya gelerek her türlü deney ve testlerini yapabilecekler. Bu proje ile ilgili hiç bir finansman problemim yok. Burasının Karabük - Safranbolu yolunda 16-17 dönümlük yeri hazır. Şunu da söyleyeyim buraya çevre illerden de deney yapmaya gelecekler. Burası gençlerimizin ufkunun açılması için çok mükemmel bir merkez olacak.Karabük'te sağlık konusunda sıkıntılar oluyor, yaşlı bakımları sıkıntı oluyor, engelli arkadaşlarımızın sıkıntıları oluyor. Hastanelerde tomografi ve röntgenler bekleniyor. Yine biz burayı Yenimahalle, Bayır Mahalle, Çarşamba Pazarı ve merkezimizden ulaşım çok kolay olacak. Kentsel dönüşüm içerisinde bir yerde olacak. Yeri ve finansmanı hazır. Muazzam bir Sağlık Tarama Merkezi yapacağız. Bunlar ile ilgili Sağlık Bakanlığı ile iletişimi mutlak suretle kurarız. Seçim arifesi bazı söylemler olabilir ama ben Sağlık Bakanlığımızla da çok mükemmel bir iş yapacağımıza ve bu işten taktir name alacağımıza inanıyorum. Buda Karabük'ün 50 yıllık bir geleceğidir.Ben söylediklerimi anlatamıyorum. Ben olaya hem ekonomik yönden hem de ulaşım yönünden bakıyorum. Ulaşımda bir tasarruf. Oraya günde yüzlerce kamyon çöp dökmeye gidecek, mazot yakacak. Ben bu açıdan bakıyorum. Olmayacak yere ısrar ediyorlar. Bende olmayacak yerin üstüne ısrar ettikleri için işin üstüne fazla gitmedim. Ayrıca yapılacak bu işle ilgili tüm il ve ilçe belediyelerini borçlandırıyorlar. Mantık şu, hazine arazisi olursa devlet yüzde 70 kredi veriyor, orman arazisi olursa devlet yüzde 30 kredi veriyor. "Yazık günah, orman arazisine yapacağımıza hazine arazisine yapalım yüzde 70 kredi alalım" dedim. "hayır burası olacak" dediler "tamam dedim olsun" sonra orayı yaptılar ettiler heyelan bölgesi. Ne kadar etüt yaptılarsa. Vazgeçmemelerinin nedeni "biz buraya proje yaptırdık" diyorlar. Yaptırdıkları proje 150 bin lira. 150 bin lira proje için bunu iptal etmiyorlar devletten bedava 4,5 milyon lira hibeyi almıyorlar. Ben olaya ticari olarak bakarım. Sonra 5 -6 milyon lira depolama tesisi diye masraf edildi, son aşamalara gelindi heyelan ve kaymalar oldu. Müteahhit ile davalar derken olay iptal oldu. Sonra şuandaki Kızılcaören Köyünde çok büyük problemler var aşağı yukarı 1975'lerden bu tarafa orası kullanılıyor. Siyasiler Yenice'de bir yer buldular. Bütün Yenice ayağa kalktı. En sonunda dedik ki "siz bu işi yapamıyorsunuz" Vali Beye "bende bu birliğe girmek istiyorum, tekrardan devam edeceğim" dedim. Sonra gittik yeri bulduk. Hiç kimseye zararı olmayacak ve en az Karabük'ün 50 yıllık ihtiyacını görecek bir yer. Bırakın maliyeti gelir getirecek bir program çizdik. İl ve ilçe belediyelerimizin borç hanesine şimdiden bunlar yazılmıştır. Bunları ben bu borç yükünden kurtaracağım. Burada ihale açacağız, elektik enerjisi üretilecek ve belediyede buradan pay alacak. Bir kuruşta kimseye masraf ettirmeyeceğim. Biz olmazsak oraya çok güzel bir ihale yaparlar 10 trilyon lira, 20 trilyon lira kredi bulacağız diye hep beraber gezerler.Kartaltepe'nin şuanda biz devirlerini aldık, aşağıyla ilgilide aynı şekilde devirler devam edecek. Şuanda kendileri Kızılcaören Köyünde kamulaştırmaya başlıyorlar. 2 yıl gibi kısa bir süre içerisinde gar sahasını komple taşıyıp bize şehir merkezini teslim edecekler. Bizde burayı Bayır Mahallede eski sanayinin temizlenerek yapacağımız kentsel dönüşüm ile birleştirip şehir merkezine modern bir merkez ortaya çıkartacağız.En problemli yerlerden bir tanesi idi Kemikli Dere'nin kentsel dönüşümü. İnşallah Kemikli Derenin kentsel dönüşümü de 5 yıllık dönemde tamamlanacak.Karabük'te asfaltsız yer kalmadığı için Kapullu Mahallesinde yağan yağmur artık Valiliğin önüne geliyor. Kartaltepe'den çıkan yağmur Bayır Mahalleye geliyor. Atatürk Mahallesinden çıkan yağmur Soğuksu Mahallesine kadar etkiliyor ki tamamen düzensiz bir akış söz konusu. Bu problemin Karabük'te mutlak suretle çözülmesi lazım. 5000 Evlerde ve Yüzüncü Yıl Mahallesinde çok büyük problemler var. İnşallah Avrupai bir sistem olacak Karabük'te. Diyelim ki çok büyük felaketler olur. Onunla Amerika'da baş edemiyor. Ama bizim normal yaşantımıza göre olan rutin yağmur olaylarında bir daha hiç bir problem yaşamayacağız. Çok titizlikle hazırlanmış, ölçüleri, metrajları ortaya konulmuş Karabük'ün 50 yıllık geleceği ile ilgili yapılan bir çalışma bu.Sosyal Yaşam Merkezleri ve parklar aynı şekilde devam edecek. Kamulaştırmalar devam edecek. Dediğim gibi Kayabaşına muazzam bir düzenleme yaptıracağım. Kamulaştıracağım, para ile satın alacağım hiç fark etmez. Mahallemizde çocuklar park özlemi çekmeyecek. Mümkün olduğu kadar da çektirmedik. En ücra köşelere dahi park yaptık. Ben yer temin edebilsem her yere park yaparım. Şuanda 3-4 tane mahallemizin dışında Avrupa'daki standartlardan bile fazla park yaptık. Hele 5000 Evlerde ortaya çıkarmış olduğumuz kuşak bugün imrenilecek şekildedir.Yüzüncü Yıl Kompleksimizin içerisine hızlı bir şekilde kitap kafe yapılacak. Üniversite talebelerimize yönelik olacak. Yüzüncü Yıl Kompleksimiz zaman içerisinde iyi bir cazibe merkezi olacak. Pazar yerimiz önümüzdeki haftalarda açılacak. Burası kolay ile olmuş bir şey değil. Bir sürü kamulaştırma bedelleri ödedik biz buralara. Şimdi bazıları konuşuyor. İstediği kadar konuşsun. 2 tane mülkün bugünkü değeri en az 50 trilyon liradır.Şirinevler pazarı 2 hafta içerisinde taşınabilir ama oraya çok iyi karar vermemiz lazım. Oranın planlaması yapılıyor. Şuanda Şirinevler de şuanda muazzam bir peyzaj düzenlemesi yapılıyor. Ben iddia ediyorum 20, 25 gün sonra bütün Karabük Şirinevlere akşam gezmeye gidecek.Emekliler Evi inşaatı şuanda devam ediyor. Pek yetişebilir mi bilmem ama gayret edeceğiz. Emeklilerimiz her hangi bir işini yapabilmek için, oturup gazetesini okuyabilmek için, namazını kılmak için onlara inşallah Emekliler Evi hizmetini sunacağız.Ben 60 yaşına geldim. İş hayatımda uluslararası ticaretler yaptım. Türkiye'deki çok büyük ekonomik krizleri gördüm. kendi iş hayatımda 2 kere zor duruma düştüm. Bu durum ticaretimden kaynaklı değil ülkenin içinde bulunduğu kriz sebebiyleydi. kendi yağımızlar kavrulup, bu krizler içinden nasıl çıkacağımızı bildik. En az 3 yıl 5 çocuk ile 150 liraya ev geçindirdim. Çocuklara süt alamadığım gün oldu. Şuanda gariban vatandaşlarımızın halini benden iyi hiç kimse bilmez. Borçlulara borcu ödemek için büyük çaba sarf ediyordum. Bulduğum parayı eşit şekilde dağıttım. Bir kriz yönetimi sağladım. 2 kere bu tarz zor durumdan büyük bir çaba ile çıktım. Bu durumlar bize muazzam bir ders verdi. Bunların ekonomi profesörü olmak ile iktisat profesörü olmak ile alakası yok.Şuandaki atanmış aday nasıl evraklar ile geziyor ya aynı şekilde benim elimde de 2009 senesinde bu evraklar mevcuttu, belediyenin durumunu biliyordum. Ben seçilirsem belediye işçisinin maaşının verilemeyeceğini, elektriklerin kesileceğini, hacizlerin geleceğini biliyordum. Ama iyi hatırlayın ben 2009 senesinde yapmış olduğum propagandalar da yalnız projelerimi anlattım. Belediyenin borçları ile ilgili tek bir kelime konuşmadım. Göreve geldik ve beklediğimiz hadiselerin hepsi başımıza geldi. Ben Mali Hizmetler Müdürümüzü oturtturdum ve bir program çizdirttim. Prensip olarak önce şu ortaya konuldu. "İşçi ve memurun maaşı ne şartlarda olursa olsun ödenecek" dedik. Sonra yapacağımız finans programları ile yatırımlarımıza başlayacağız. O kadar güzel bir finans programı yaptık. Türkiye'de belediyelere en adaletli davranan kurum İller Bankasıdır. O tarihte biz insan başına para alıyoruz ve aldığımız paranın yarısı zorunlu olarak kesiliyordu. Sudan ve vergilerden toplanan para ile muazzam programlar yaptık. Yapmış olduğumuz bu programları da hiç aksatmadık. 10 yıldan bu tarafa haftada 2 gün belediyenin günlük hesabını almadığım gün olmamıştır. Bugüne kadar da Karabük Belediyesine "benim alacağım var" diye kimse gelmemiştir. Karabük esnafından alınan malların bedeli her ayın 15 inde ödenir. Bu bir programdır. Diğer müteahhitlere de "kimse bu ihalelerden hiç bir yere 1 kuruş para vermeyecek" diye talimat verilmiştir. Çünkü böyle bir usul gelişmiş Türkiye'de. Sonra biz o finans programı içerisinde hizmet müteahhitlerinin hesaplarını ele aldık. Karabük'ün sevilen bir muhasebecisine dosyaları yolladım. "Bu müteahhitler ne kadar kar ediyor bunların hesabını yapın bana yollayın" dedim. Sağ olsun 10 gün içerisinde tüm hesaplamaları yaptı. Şöyle söyleyeyim Temizlik İşlerinde, Park Bahçelerde ve Fen İşlerinde mütteahhitler ortalama yüzde 40 kar ile çalışıyordu. "Tüm müteahhitleri toplayın herkes karını yüzde 10 a çekiyor, benimle protokol yapan varsa yapsın yapmayan varsa da ben kanuni yaptırımı yapacağım" dedim. Hiç birisi itiraz etmedi ve o gün Karabük Belediyesinin kasasına 2,5 milyon lira para girdi ve benim işçi ödemelerim, maaş ödemelerim dengelendi. Ben yeminli bir Belediye Başkanıyım. Türkiye Cumhuriyetinde beni para ile satın alabilecek bir Allah'ın kulu yok.Dediğim gibi biz öyle bir program yaptıktan sonra para artmaya ve bereketi olmaya başladı. İçeride bu şekilde düzensizlikler vardı, konuşulan şaibeli işler vardı. Herkese gerekli ihtarlarda bulunduk ve Karabük Belediyesini tamamen rüşvetten, torpilden, siyasetten arındırıp mükemmel bir finans çatısı kurduk. Sonra dedik ki biz neler yapabiliriz. Kütüphaneyi yapacağımız zaman dedik ki "alt katları dükkan yapıp satalım ve kütüphaneyi yapalım." Kütüphaneyi yaptık para ihtiyacımız olmadı, paramız arttı. Paranın bereketi artı. Ben şuna inanıyorum Karabük'teki 120 bin nüfusun tamamı bana dua ediyor. 200 Evlerde Ticaret Merkezi ile ilgili kooperatif ile anlaşma yaptık. Bunun finansı için de "üst kattaki dükkanları satar burayı yaparız" dedik. Para yine arttı. "Sonra Dolmuş Duraklarının yanını bir süper markete, herhangi bir yere satalım bu Dolmuş Duraklarını yapalım" dedik. Orası Turkcell binası oldu. Para yine arttı. Ben göreve geldiğimden sonra 4-5 sene suya bile zam yapmadım. Sonra para toplama metotlarını değerlendirmeye başladık. "Emlak vergilerini bir inceleyelim, burada usulsüzlükler var "dedik. Hiç kimseyi incitmeden muazzam bir para topladık. Kaçakları toparlayıp bunları çok güzel bir şekilde organize edip kimseye de menfaat yolunu açmazsanız her şey mükemmel şekilde gitmeye başlıyor. Siz bu programları düzgün uygularsanız Türkiye'nin en zengin belediyesi oluyorsunuz. İddia ediyorum. Bizim şu anki Belediye yönetimimiz Koç Holdingin yönetiminden daha mükemmel değilse bana herkes istediğini söyleyebilir.Yalnız hizmet sözleşmeleri her sene yüzde 40 artış ile devam etseydi Karabük Belediyesinin bugünkü rakamlar ile 100 milyon lira gibi bir yük altındaydı. 300 tane arkadaşımızı emekli ettik. Şuanda bütün birimler problemsiz aynı şekilde çalışmasına devam ediyor. Karabük Belediyesi çalışan sayısını 900 - 950'lerde tutmaya çalışıyorum. 25 trilyon liranın üstünde Emekli İkramiyesi dağıttım. "3 taksitte isteyen tazminatını alabilir" prensibi koydum. Bu insanları emekli yapamazsan aylık maaşı 1,5 milyon liradan yıllık 18 milyon lira, 5 yılda ise 90 trilyon lira para yapardı. İkramiyeler ödenerek belediyenin üzerinden 90 trilyon lira gibi bir yük kalkmış. Bu bir finans programıdır. Karabük Belediyesi para bulma metotlarını çok iyi uygulamış, mali disiplinden hiç bir taviz vermemiş ve Türkiye'nin en zengin belediyesi olmuş.Buradan ben size bir şey söyleyeyim Karabük şehir merkezinin nüfusu bu seçimlerde herkes köylerine kayıtlarını aldığı için 5000 kişi düştü. Bu sebepten İller Bankasından 5000 kişi parası eksik alacağız. Bir şeyler yaparken bu arkadaşlarında Karabük'ü çok iyi düşünmeleri lazım. Biz burada hep beraber yaşıyoruz. Tamam köylerin hepsi bizim. Köy muhtarlıkları da önemli olabilir ama oradaki çekişme sebebiyle yaşadığın yeri de mağdur etmen doğru değil.Ben bir arkadaşa bir buçuk yıl evvel haber yolladım. "Yurtlardaki arkadaşları Karabük nüfusuna kaydettirmek için bir çalışma yapalım" dedim "ben kimseyi zorlayamam, ben böyle bir şeyi yapamam" diye cevap verdi. Sonra sana siyaset talimat veriyor sen kapı kapı gezip çocukları Karabük nüfusuna kaydettirmeye çalışıyorsun. Bu bir riyakarlık değil mi?Dediğim gibi finans yönetimi farklı bir şey. Rahmetli Süleyman Demirel'in "damdan düşenin halini, damdan düşen anlar" diye bir tabiri vardı. Şimdi sen damdan düşmedikten sonra yıllarca devlet memurluğu yapmışsın, maaş almışsın o maaşında hesabını yapmışsın, çoluğu çocuğu geçindirmişsin. Ondan sonra finans yöneteceksin. Bu o kadar önemli değil ki. Festivalleri falan çok iyi yaparlar ama esnafa çadır kurduklarında da para isterler. Ben damdan düşmüş bir adamım. Kim damdan düşüyorsa da onun halinden ben anlarım.Buradan bir arkadaşıma bir şey söyleyeceğim. Ben Karabük'ün emanetçisiyim. Karabük'ü kimseye peşkeş çekmem. Örnek olarak söylüyorum Karabük Belediyesinde Rafet vergili varken Özel İdareden 4 katlı bina ruhsatı olacak yeri inşaat karşılığı ihaleden alıp onu 7 kata kimse çıkarttıramaz. Ondan sonrada kalemşörlük yapıp sosyal medyada her şeyin altına Rafet vergili ile ilgili not yazamazsın. Bu arkadaş kendisini iyi biliyor. Ben olduğum sürece Karabük'te kimsenin hakkını kimseye yedirmem.Çevre kirliliği aslında belediyemizin konusu değil. Bu tamamen Çevre ve Şehircilik Bakanlığının konusu. Eksiklikleri olmuştur, müdahalede gecikmiştir. Özellikle de Marzinc çok iyi denetlenmesi gereken bir yerdi. Biz onları denetleyemiyoruz ki. Ne zaman orada o kadar cüruf depolarını gördüm, o zaman tereddüt ettim. Kendim oradan numuneler aldırttım, analizler yaptırttım. Öyle bir vahim tablo ile karşılaştım ki binlerce tozun Karabük'e kanser olarak yayılması söz konusuydu. Ben buna müdahale ettim, her türlü itirazımı koydum. Ben kendilerine de şunu teklif etmiştim. "gelin Karabük'te bir uzlaşma sağlayalım, bir komisyon kuralım ve bunun vasıtası ile denetleyelim" dedim. Bunlar itiraz ettiler. Ben sonra bu cüruf depolarını görünce her türlü müeyyideyi uyguladım. Bu cürufları Karabük'ten temizlettirdim ve bir daha Karabük'te bunun hiç bir tanesinin depolanmaması ile ilgili anlaşmaları sağladım. Bu anlaşmaları sağladıktan sonra su arıtma ile ilgili problemler vardı. Suyu seyrelterek vermemizi istediler onu da sağladık. Şu anda 8 milyon euro ya su arıtmayı da yapıyorlar. Muazzam bir hukuk mücadelesi verdik ki bu benim konum değil. Buradaki arkadaşlar benim yıllardan beri ticaret yaptığım kişiler, dostlarım. Bir tanesine taviz vermedim. Kurduğumuz komisyon her ay rutin olarak gidiyor ve fabrikayı denetliyor. Ben şimdi soruyorum ben bu mücadeleyi verirken siz Milletvekili değil miydiniz? benimle neden bu mücadeleyi vermediniz? bu Karabük'ün problemi değil miydi? Bakanlık sizin bakanlığınız değil mi?Aynı şekilde Demir Çelik'e dedik ki "biz bu işletmeleri bilmeyen birisi değiliz, uluslararası demir çelik fabrikaları kuran bir firma sahibiyiz" kendileri ile iyi ilişkilerim olduğu halde bütün olayları gerdim. Ticari ilişkilerim olsa da önemli değil. Ben Karabük'ün menfaatlerini düşünmekteyim. "şu kadar filtreniz eksik bunları tamamlayacaksınız" dedim. Sağ olsun Genel Müdür ikilemeden geldiler ve "bizim size taahhüdümüz şudur, şu süre içerisinde filtrelerimizi yapacağız, cüruf sahamızı düzelteceğiz ve mevcut Karabük Mahallesindeki o tozu keseceğiz" dediler. Ben inanıyorum ki 2-3 ay içerisinde Demir Çelik bambaşka bir formata dönüşecek. Biz kamuoyunun desteğini aldık zaman zaman pankartlar astık. Bütün Karabüklüleri bu işle ilgili bilinçlendirdik. Bunu bana mal etmelerine gerek yok onlarda Milletvekili idi. Bu konu ile ilgili tek kelime konuşamadılar. Aramızdaki fark beni satın alacak adam yok kardeşim.Karabük'ün girişindeki Hes projesi bir kuruluşun emrindeydi ve son imza bana geldi. Demir Çelik o tarihte sürekli "Hes projesi yanlış, bizim fabrikamıza çok büyük zarar verir yarın su problemimiz olur biz bunu çözemeyiz." diyordu. Bende imzayı atmadım. Avukatları ile birlikte gelip tehdit ettiler "gidip Demir Çelik ile anlaşacaksınız ondan sonra imzayı atacağım" dedim. Sonra Demir Çelik bu gruptan Hes projesini satın aldı sonra Hes projesi yapıldı. Yine geçen sene Türkiye'de kaynak sularında çok büyük problem vardı. Hes yüzde 15 kapasite ile çalıştı ama Demir Çelik İşletmeleri durmadı. Eğer Hes başka bir grubun elinde olsaydı geçen sene Demir Çelik'in çalışması çok büyük sıkıntılar içerisinde olacaktı.Belediyelerdeki muhasebe sistemi özel işletmelerdeki gibi değil. Ben yine kendisine iddia ediyorum gelsin ne kadar akademisyen, hukuk profesörü arkadaşı varsa sizlerin huzurunda oturum yapalım. Ben Karabük Belediyesinin onlara Koç Holding ten daha iyi çalıştığını ve borcu olmadığını göstereceğim. Bunu Belediyeler Birliği Genel Sekreterliğine de aktardım. Onlarında haklı bir tarafı var. Usulsüz kredi kullanımını engelleyebilmek için devlet böyle bir metot koymuş. Ama düzgün çalışan belediyelere de büyük zarar veren bir metot. Muhasebe hesaplarında yalnız borç stoklarına bakılır. Size örnek vereyim 30 senelik borcun 13 milyon lira. Aylık 40 bin, yıllık 430 bin lira. Yine 16 milyon lira borç ödemesi yıllık 800 bin lira. Örnek olarak veriyorum net rakamları da veririm hiç problem yok. Özel sektörde ise kısa, orta ve uzun vadeli borç alırsın muhasebeni buna göre yaparsın. Atanmış aday demiyor ki "senin ne kadar paran var? elindeki parayı bu hesaplardan düş" demiyor. Ayrıca bu para ile neler yaptığımızı söylemiyor. Diyelim ki 16 milyon liraya ben 98 tane daire aldım. Aylık 200 bin lira ödeyeceğim ama kiraya versem aylık 300 bin lira da gelir elde edeceğim. Ona bakmıyor. Böylece kısa yoldan izah etmiş olayım. Belediye muhasebesi farklı bir şey. Bu arkadaşlarımız gizli saklı evrak almaya alışmıştır. Orada müdürlük bekleyen arkadaşlar da vardır. Hiç onlar için de problemim yok, seçimlerden sonra da problemim yok herkes çalışmasına devam etsin. Ama görevleri olduğu zaman görevlerini yapacaklar.Şuanda İller Bankası bize bir para tahsis ediyor. Bizim elimize ayda 5 milyon lira geçiyor. İller Bankası 10 milyon lira bize para verecek diyelim. Zorunlu kesinti diye bir olay var. Hiç senin borcun olmasa bile devlet senin paranı kesiyor. Karçev'e, Bakkaya vs. yolluyor. Yüzde 25 kesintisi sağa sola borcu olmayan, haczi olmayan belediye demek. Eğer belediye sıkıntılıysa, kredi çekmiş ödeyememişse zorunlu kesinti yüzde 50 ye çıkıyor. Bizim 2041'e kadar olan borcumuzu devlet bize verdiği bu paradan kesiyor, ödüyor. Bizim Enver Tümen beyin zamanından kalmış 30 senelik elektrik borcumuz zorunlu kesintiden dolayı sıfırlandı. Tabi bu arkadaşlar belediye muhasebe sistemini bilmediği için ellerinde evraklar ile konuşuyorlar. Tabi bunu yapabilirsin ama işin ahlaki olmayan tarafı yapmış olduğu kartonu benim elime foto montaj yapıp kendi sosyal medyanda yayınlamasıdır. "Alın Karabük Belediyesinin borcu şu" dersin. Hesabını veremeyen adam zaten susar. Mehmet Özhaseki bey Mansur Yavaş beyi davet etti. Gel bizde medeni kişileriz. Projelerimizi anlatalım Karabük'ü farklı şekilde ikna etmeye çalışalım. Bugün kendisi yine "Karabük Üniversitesi ile ilgili Rafet Vergili'nin hiç desteği olmadı" demiş. "Fidanlığın olduğu yerde Turizm Otelcilik Okulu yapacağım" dedin. Koruma kurulu vs. her şeyi ile uğraştık. Ortadan kayboldun. Ne gerekiyorsa yaptım. Yine bir gün geldin bana "ben üniversitede bir laboratuar kurdurdum uluslararası bir laboratuar. Buraya mutlaka lokomotiflerin girmesi gerekir, buraya tren rayı döşeyeceğiz ben modernizasyon yapan firmadan söz aldım o bize bunu yapacak. Bize hat lazım" dedi. Ben bunun üzerine Devlet Demir yolları ile tüm ekibimi yolladım ve hattı çizdirdik. Kamulaştırmaları yaptım. Hocam yine ortada yok. Sonra Valilik binasını Tıp Fakültesi olarak verdim. 5 yıl bekçi bile koymadın orayı harabe ettin. Kullanılmaz bir bina değil şuanda bakın Valiliğimiz orada. Sonra buna hiç kimse cesaret edemezdi. Rantiyeciler oradan arazi toplamıştı. Ben üniversiteden önce bunu takip ediyordum. 4 bin dönümlük araziyi hiç tereddüt etmeden üniversite arazisi ilan ettim ki bu Karabük üniversitesinin tam 100 yıllık geleceğidir. Orası imara açılmış olsaydı orada dünyanın rantiyesi vardı. Ne istediysen verdim. Asfalt dedin yaptım, su dedin verdim, kaldırım dedin yaptım. Tabi biz başarılı bir Rektör olsun diye yaptık. "Rafet Vergili Karabük Üniversitesine hiç bir şey vermemiştir" derken insan biraz Allah'tan korkar. Ama o çalıştı, çabaladı gerçekten Karabük Üniversitesinin bu hale gelmesinde emeği çok. Bu emeklerini aramızda ne olursa olsun inkar etmem. Ne zamanki Rektörlüğü bitecek, kendisini siyasete hazırlamaya başladı. Ben başarılı bir siyasetçi olacağına da inanıyordum. Sonra Milletvekili oldu ve ortalıkta hiç görünmedi. Karabük'ün bir sürü problemi var ama Burhanettin Bey yok. Karabük ile ilgili biz Mehmet Ali Şahin bey ile istişareler yapıyoruz. En ufak bir ihtiyacımız olduğu zaman direk Bakanı ve kurumları arıyordu. Olur veya olmaz ama yolunda bulunuyordu.Burhanettin Uysal ne yapmış? Çift maaş alabilmek için ne kadar çaba sarf ettiğini biliyorum. Ben hayatımda ne birine iftira ettim nede bir oy alabilmek için yalan söyledim. Meclis tutanakları var. Bazı Bakanların reddi olduğu halde diğer kanun maddelerinin arasına bu maddeyi soktu ve çifte maaş almayı meclisten geçirdi.Yine "üniversiteye havaalanı yapacaktık Rafet Vergili engelledi" diyor. Bir kişinin kendi hayalleri olabilir. Kendi özel uçağını indirip kaldırmak isteyebilir. Senle böyle bir görüşmesi olmadan 7-8 sene öncesinde 5-6 kişilik uçak indirmek için yer aradığını ben biliyorum. Ben nasıl Hes projesinde bir tane holdinge Karabük Demir Çelik'i peşkeş çekmediysem 1 kişi özel uçakla inebilecek diye Karabük'ü peşkeş çekmem. Tabi Şefik Dizdar bu projeyi kendisine getirdiği zaman hemen "üniversitenin üstünde 800 metrelik bir alan var buraya yapalım" dedi. Sonra bir programa başladı. Bir program başladığı zaman kurumlardan izin istersin. Kurumlar senin ne yapacağını bilmez. Ben istersem bütün kurumlardan Karabük'ün ortasına hava alanı yapma izni alırım." Yıkacağım binaları hava alanı yapacağım" derim. Bir kişinin kullanabileceği havaalanı ne demek? Karabük'e bir daha havaalanı yapılmaması demek. Yinede doğrumudur, eğrimidir bu işi araştırdık. Bu pistin büyüyebilmesi ile ilgili orada Demir Çelik'in dolgu alanının alınması lazım ve bu dolgu alanına 7 milyon metre küp dolgu yapılacak. 300 - 400 milyon lira. Bunu Şefik Dizdar bey üstlenecek mi? Sonra diyor "ki bunu engelledin." Demir Çelik bu konuya sıkıntılı bakıyor, Rektör beyin konuya o kadar sıcak olmadığını hissettim ve ben buna nasıl holdinge çekince koyduysam çekince koydum. Bugüne kadar da biten bir olay değildi. Bu son imzaya da 1 ay önce geldi. Ben şimdi Özel İdare'nin, devletin parasını birisinin de buraya özel uçağı inecek diye peşkeş mi çekeceğim? Sonra Eflanililer Derneği bir gün sağ olsun başkan bütün Karabük'e "hava alanını Eflani'ye istiyoruz" diye pankart asmış. O pankartlardan benim haberim yoktu. Tabi böyle bir manevi destek verdiği için de ben dernek başkanına teşekkür ediyorum.Eflani'de muazzam bir alan var. Eflani'ye Airbus uçaklarının inebileceği bir alan açılsın ben iddia ediyorum Safranbolu'ya en az 100 bin daha turist gelecek, Eflani'nin de şekli değişecek.Ben kişilerin adamı değilim. Karabük'te halkın adamıyım. Eflani'nin, Ovacığın adamıyım. Allah bana ömür verdikçe ben Karabük'ü ne bir holdinge ne Ahmet'e ne Mehmet'e peşkeş çektirmem. Kendisini hırs bürümüş. Farklı tavırlar ile hitap etmeye çalışıyor. Hiç hoş olmuyor. Buda şuanda aramızdaki anketler neticesinde farkın çok yüksek olduğundan kaynaklanıyor. Hocam algı yönetimi ile, karşındakine yalancı demek ile siyaset olmaz.Karabük'ü yönetmeye, idare etmeye hazır değilsiniz. Size bazı arkadaşlarınız hızlı hızlı animasyonlar yapıyor ve siz bu animasyonları kullanıyorsunuz. Ben soruyorum şuandaki Çamkent Projenin benim meydanımdan ne farkı kalmış? Orada bir tane çam ağacı kalmış mı? benim daha evvelki Spor Vadisi, Dolmuş Durakları, Kütüphane animasyonlarıma bakın. Bunları gerçek, realist bir program üzerine hazırlarsın. Meydanı eleştiriyorsun. Senin Rektörlük binasının önündeki alanın fotoğraflarını ben yarın yayınlayım da meydandan ne farkı varmış bir görelim. yaptığı o proje doğrumu? evet doğru. Meydan ne kadar doğru ise orası da o kadar doğru” dedi.
Genel
19 Şubat 2019 - 20:02
Güncelleme: 19 Şubat 2019 - 20:26
Başkan Vergili, Yeni Dönem Projelerini Anlattı
Genel
19 Şubat 2019 - 20:02
Güncelleme: 19 Şubat 2019 - 20:26